M. PINAR MENGÜÇ

Direktör

Özyeğin Üniversitesi’nin ilk araştırma ve uygulama merkezi olarak 2009 yılında kurulan Enerji, Çevre ve Ekonomi Merkezi’nin (CEEE/EÇEM) yeni internet platformuna hoş geldiniz. Sizlere burada 10(+) yıldır yaptıklarımızı anlatacağız, ve yapmakta olduklarımızı özetlemeye çalışacağız.

Burada amacımız, yeni kurulan bir üniversitede oluşturulan bir AR-GE merkezinin, toplumu ilgilendiren oldukça kapsamlı konularda, bilim, uygulama ve yaygın etki açısından neler başarabildiğini özetlemek ve bu çalışmalara devam eden bir şemsiye kurumu olabilmek. Hem Üniversite’nin ilk öğretim üyelerinden birisi olmam nedeniyle, hem de EÇEM’i kuran ve şimdiye kadar yöneten bir öğretim üyesi olarak böyle bir platformun önemine ve gerekliliğine inanıyorum. Hem takım olarak hem de bireyler olarak EÇEM özelinde neler yaptığımızı bu platformnda anlatacağız.

EÇEM, Türkiye’de enerji, çevre ve ekonomi üçgeninde, özellikle enerji verimliliği odaklı yenilikçi araştırmaları ve uygulamaları ile hep öncü olmayı hedefledi. Elbette, bu çabalar bizim her zaman gurur duyduğumuz ekibimizle, bizimle iş birliği yapan öğretim üyeleri, mimarlar, mühendisler ve öğrencilerimizle birlikte gerçekleşebildi. Üzerinde çalıştığımız ve tamamladığımız projeleri, tamamlanan tezleri, yayınladığımız bilimsel makaleleri ve kitapları, aldığımız ödülleri ve patentleri, düzenlediğimiz etkinlikleri ve de eğitim alanındaki çalışmalarımızı derliyoruz bu platformda (ve de daha önce yayınladığımız Nano’dan Giga’ya Araştırmalar ve Uygulamalar adlı kitabımızda). Takım olarak düşünceyi, disipliner çalışmaların derinliği ile, çok disiplinli çalışmaların etkisi ile ve de disiplinler ötesi çalışmaların heyecanı ile nasıl yoğurduğumuzu göreceksiniz buradaki linklerde.

Bu 10(+) yıllık hızlı büyüme evresinde EÇEM, yaptığı projeler, topluma aktardığı bilgi ve kavramlar, yetiştirdiği öğrenciler ve oluşturduğu uluslararası ilişkilerle her daim yenilikçi ve bütünselliği gözeten çalışmalarda bulundu. EÇEM’in adındaki üç kavram, enerji, çevre ve ekonomi, daha işin en başında bütünleşik çalışmalar yapmak üzere verdiğimiz sözün en temel göstergesiydi.

Bu sözümüzü büyük ölçüde yerine getirdiğimizi düşünüyorum. Dünya’nın karşılaştığı büyük çevresel problemlere ve iklim değişikliğinin getireceği olası felaketlere basit çözümler bulmak mümkün değil elbette. Kuruluş günlerimizden itibaren, bu sorunların üstesinden gelebilmek için kalıcı temeller üzerine inşa edilmiş stratejiler geliştirmemiz gerektiğinin farkındaydık. Bu nedenle bilimin derinliğinden hiç vazgeçmeden yaygın etkimizi artırmak amacıyla çalıştık. Bu bilinç bizim çalışmalarımızı çok disiplinli, disiplinler arası ve disiplinler ötesi olarak gerçekleştirmek için motive etti.

EÇEM logosu olan ‘Sarmal,’ bizim çabalarımızı öz ve net olarak ortaya koymak için tasarlandı. Amaçlarımızın odağı diyebileceğimiz ‘doğa ile uyum içinde olmak’ ve ‘iklim değişikliğinin getireceği sorunların çözümüne yönelik stratejiler geliştirmek’ EÇEM Sarmal’ının tam ortasında vurgulandı ve her zaman bizim kutup yıldızımızı teşkil etti. Bizim bu odağımızın faydasının esas olarak ‘insana ve topluma’ dokunmak olacağını bildiğimiz için, bu düşüncelerimizi de Sarmal’ın merkezinin hemen dışındaki daire ile ifade ettik. Sarmal’ın en dış çeperinde gösterilen 6 farklı mavi-yeşil sekme, bizim bilimsel ve toplumsal çalışmalarımızın başlıklarını içermekte. Bu alanlarda gerçekleştirdiğimiz çalışmaların hemen hemen tümü yurt dışından kazanılmış projelerle fonlanmış durumda. Bu alanların her birinde özgün araştırmalar ve uygulamalar gerçekleştirdik ve halen de gerçekleştirmekteyiz. Bu çalışmalar, doktora ve yüksek lisans tezlerini, bilimsel yayınları, bitirme projelerini, odaklı etkinlikleri ve birçok konferans ve çalıştayda yaptığımız konuşmaları içermekte. Öte yandan, EÇEM Sarmal’ının ortasındaki beyaz alan ise mevzuatı tanımlıyor. Baştan beri çalışmalarımızda bizi en çok yoran konular mevzuat ile ilgiliydi. T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde birkaç yıl önce kurulan Enerji Verimliliği ve Çevre Dairesi bizim bu endişemizi azaltan en iyi gelişme oldu diyebilirim. Bu bağlamda, EÇEM, bu konulara bilimsel olarak yaklaşan Türkiye’deki birkaç AR-GE Merkezi arasında olması nedeniyle hem farkındalığın oluşmasına hem de gerekli olan mevzuatla ilgili çalışmalara bir dizi katkıda bulundu.

2009 Kopenhag ve 2019 Madrid İklim Değişikliği konferanslarına katkılarımız ve 2010’da düzenlediğimiz Sıfır İstanbul Çalıştayı bu çabalarımızın somut örnekleri olarak görü- lebilir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2017’de oluşturduğu Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’na ‘yatay’ konularda verdiğimiz destek de bizi her zaman gururlandırdı. Ayrıca, 2018’den bu yana Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve de yerel yönetimler ile yaptığımız çalışmalar kapsamında da mevzuat ile ilgili etkin katkımızın gerçekleşmesi mümkün oldu. Geçtiğimiz 10(+) yıl içinde, hem ‘iklim değişikliği’ hem de ‘enerji verimliliği’ kavramlarının önemi daha fazla anlaşılır ve takdir edilir oldu.

EÇEM’in kurulduğundan bu yana takip ettiği yaklaşım, doğal olarak bilimin derinliğine inen disipliner çalışmalar gerektirdi ve odaklı çalışmaların özünü ve önemini teyit etti. Öte yandan, doğayı ve toplumu anlayıp, yeni düzenekler, sistemler, çözümler ve stratejiler geliştirmek için farklı çalışma ve düşünme yöntemleri geliştirmemiz kaçınılmazdı. Bunların başında çok disiplinli (multidisiplinary) çalışmalar yer aldı. Çok disiplinli çalışmalar, araştırmacıların bir araya gelip kendi disiplinlerindeki düşünce silsilerini ve çözüm yöntemlerini başka kavramlarla birleştirip bütünleşik çözümlere varmalarını amaçlar. Bu çabaların bir üst seviyesinde ise disiplinlerarası (interdisipliner) çalışmaları buluruz. Burada bir araştırmacının birden fazla disipline hakim olması ve devamında kendisi gibi birden fazla disiplini anlayan araştırmacılar ve uygulayıcılarla birlikte çalışması önemlidir. Bu tür büyük problemleri kurgulayacak olan mühendisler, mimarlar, ekonomistler, sosyal ve idari bilimciler, disiplinlerarası bir eğitimden geçerek bu seviye gelebilirler. Ayrıca, takım halinde ve sürekli öğrenerek ve beraber düşünerek bu çalışmalara katkıda bulunmak zorundadırlar. Böylece, alışılagelmiş silolarının dışına çıkabilirler ve de devamlı öğrenerek ve uygulayarak geleceği inşa edebilirler. Dünyanın son elli yıldaki hızlı değişimi bu disiplinlerarası çalışmaların ürünüdür. Öte yandan, bu çalışmaların toplumu ilgilendiren komplike sorunlar için kalıcı stratejiler geliştirmesi ancak disiplinler ötesi (transdisciplinary) çalışmalarla mümkün.

Bizim en önemsediğimiz konuların başında EÇEM’in kuruluş odağında olan iklim değişikliği gelmekte. Burada, EÇEM’in bu büyük problemlere nasıl bilimsel olarak ve takım çalışmasıyla nasıl yaklaştığını ve bunların başarılması için gerekli düşünce ve çalışma silsilerinin her adımına nasıl katkıda bulunduğunu gözlemleyeceksiniz. Bilimden topluma kalıcı köprüler, ancak disipliner, çok disiplinli, disiplinlerarası ve de disiplinler ötesi çalışmaları beraber yürütmekle kurulabilir. EÇEM ortaklarıyla gerçekleşen araştırmalarla 20 tez (8 PhD + 12 YL) tamamlanmıştır ve 9 tez de (7 PhD + 2 YL) çalışma aşamasındadır. Öğrencilerimizle ve ortaklarımızla yazdığımız 60’tan fazla dergi makalesi ve 75’den fazla konferans makalesinin bilgi üretme çabalarımıza ne kadar katkıda bulunmuş olduğunu tahmin edersiniz. Ayrıca, ışınımla ısı transferi üzerinde aldığımız 6 temel araştırma proje ve de enerji verimliliği uygulama ve eğitim çalışmaları için aldığımız 11 proje takım olarak büyümemizi ve toplumda etkin olmamızı sağladı. Son 10(+) yılda, EÇEM çalışanları Dünya genelinde 7, Türkiye genelinde de 13 ödül kazandılar. Hem Üniversite içinde hem dışında geliştirdiğimiz ortaklıklarla toplam 20 projeyi tamamladık. EÇEM’in yaptıklarını anlattığımız bu kitapçık için önemli  olan birkaç detayı vurgulamak isterim. Nano-boyut ve ışınımla ısı transferi üzerinde yaptığımız çalışmalar EÇEM’in sadece Türkiye’de değil Dünya’da da tanınmasını sağladı.

2009’da benim kişisel olarak aldığım Marie Curie ve TÜBİTAK tarafından desteklenen Nano-Boyut’da Enerji Hasatlama projeleri, EÇEM çabalarının ilk adımları oldu. Yine benim ışınımla ısı transferi üzerinde benim yaptığım çalışmalar EÇEM bünyesinde de devam etti. Bu konuda Dünya’da en çok okuyucusu olan, John Howell, Robert Siegel, ve sonradan da Kyle Daun’la yazdığımız Thermal Radiation Heat Transfer adlı kitap EÇEM adresini taşımakta. Bu çalişmaların devamında gelen ödülleri Ödüller sayfasında görebilirsiniz.

Öte yandan, tamamladığımız Avrupa Birliği Yedinci Çerçeve Programı AB-ÇP7-NEED4B Projesi ile Özyeğin Üniversitesi SCOLA binası Türkiye’deki en enerji verimli akademik bina olarak tasarlandı ve inşa edildi. Bu proje ile EÇEM, hem Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan Verimlik Ödülleri arasında Kamu kategorisinde birincilik, hem de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Istanbul Sanayi Odası’nın ortaklaşa düzenlediği Enerji Verimliliğı yarışmasında birincilik kazandı. EÇEM’in aldığı ve tamamladığı bir diğer AB-ÇP7-BRICKER Projesi, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Binasını Türkiye’deki en enerji verimli hastahane binası olarak tanınmasını sağlamayı amaçlamakta. Bu proje kapsamında kurulan futbol sahası büyüklüğündeki güneş-toplayıcaları (solar concentrating power) sistemi, Türkiye’deki en büyük sistem. EÇEM’in davranışsal enerji üzerinde yaptığı proje (AB-Ufuk 2020-TRIBE) ve enerji eğitimini Güneydoğu Anadolu’ya taşıma projesi (İslam Kalkınma Bankası-NEXT-GEN) oldukça prestijli iki proje. Her birinin fonlanma ihtimali sadece 100’de 2 civarında idi. Avrupa Birliği tarafından desteklenen YENİ NESİL Projesi, NEXT-GEN Projesi’nin öncü adımıydı. Bu iki proje, EÇEM’de kazandığımız tüm deneyim ve bilgileri Meslek Yüksek Okulları müfredatlarına uyarlamak amacıyla başlatıldı. NEXT-GEN, ve bigiyi tüm lise öğrencilerine aktarmayı planladığımız E-V Kitapçık projeleri 2021 başında tamamlandı. Ve umuyoruz ki; EÇEM’in çabaları bölgesel kalkınmaya ve eğitime olan katkılarının ötesinde, Türkiye’nin enerjiden doğan cari açığının azaltılmasına da yardım edecek ve ‘giga-ton’ civarında karbon salınımını azaltmış olacak. EÇEM’in Enerji ve Enerji Verimliliği Uygulamaları, Özyeğin Üniversitesi’nin Times Higher Education (THE) Impact Ranking’lerinde 2020 yılı içinde Dünyada Erişebilir ve Temiz Enerji kategorisinde (SDG 7) 80. sırada yer almış olmasına da büyük katkıda bulundu diye düşünmekteyiz. Bu arada öğrencilerimizin bilimsel çabaları ve topluma katkıları da bizi her zaman gururlandırdı.

EÇEM’de çalışmış olan 5 öğrenci çok başarılı şirketler kurdular. EÇEM mezunu yüksek lisans ve doktora öğrencileri dünyanın her tarafındalar; bu öğrencilerden 7’si başka üniversitelerde öğretim üyesi olarak çalışmalarına devam etmekteler. Bir doktora öğrencisi (Azadeh Didari) Dünya çapında prestijli Elsevier JQSRT tarafından verilen Viskanta Genç Bilim-insanı ödülünü kazandı. İki yüksek-lisans öğrencisi (Ebru Tatar ve Elif Gizem Tuncel) Schneider’in düzenlediği yarışmada 19.600 kişi arasından finalist 24 kişi arasına girme başarısını gösterdiler.

EÇEM çalışmaları ile şimdiye kadar toplam 7 ülkede tescil edimiş olan 3 uluslararası patent aldık. Bu patentlerden ikisini, Istanbul Collaborative bünyesinde iki Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi, Ali Koşar ve Kürşat Şendur’la beraber aldık. İkinci patent, hem AB, hem ABD, hem de Japonya’da tescillendiği için ‘triadic’ ya da ‘üçlü’ patent olarak bilinmekte; bu da Türkiye’de sayısı yirmiden az olan bu tür patenti Üniversitenin ilk ve tek triadic patenti yapmakta. Üç patentimiz de Türkiye’de değişik ödüller kazandı.

Elbette, bir Üniversite merkezinin kurumsal olabilmesi şansa bırakılamaz. Bize bu süreçte her zaman destek olan rekörümüz Prof. Dr. Esra Gençtürk’e çok teşekkür etmek isterim. Aynı zamanda, Merkezin kuruluşuna çok katkıda bulunmuş olan ilk rektörümüz Prof. Dr. Erhan Erkut’a ve ilk Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Şirin Tekinay’a da teşekkür borçluyuz. Üniversite’nin ilk günlerinden beri bizden desteklerini hiçbir zaman esirgememiş olan Sayın Hüsnü Özyeğin’e, Murat Özyeğin’e ve Ayla Göksel’e de içten teşekkür etmek isterim. Üniversite’de ve Merkez bünyesinde bizi bu süreçte desteklemiş olan ve katkıda bulunan sayısız kişiler sayesinde biz buraya gelebildik. İsimleri burada tek tek yazmak kolay değil, ama her birine minnettarız. Fakat, EÇEM İdari Yöneticisi Dilek Saygı’dan bahsetmem lazım. Dilek, son 8 yılda EÇEM’in tüm projelerinin ve etkinliklerinin başarısı için fedakarca çalıştı; kendisine takdirlerimi özellikle belirtmeliyim. 

Son olarak da son yayınladığımız kitapçığa neden Nano’dan Giga’ya dediğimizi açıklamak isterim. Biz, temel çalışmalarımızı nano-boyut enerji hasat yöntemleriyle başlattık EÇEM’de. Yaptığımız enerji verimliliği çalışmalarıyla da atmosfere salınan karbon dioksit (CO2) miktarını giga-tonlar mertebesinde azaltmayı becerebildik. Hal böyle olunca, Nano’dan Giga’ya Araştırmalar ve Uygulamalar isminin bu kitapçık için kullanılması anlamlı bir seçenekti.

Umuyorum yaptığımız ve yapmaya çalıştığımız projelerle ilerde de gelecek nesillere ışık, ümit ve enerji vermeye devam edebileceğiz.


Pınar Mengüç, Direktör, EÇEM

Nisan 2022